4 Ağustos 2013 Pazar

BİR 'UYUMSUZ'UN ROMANI

Jean-Yves Cendrey, dilimizde yayımlanan ilk kitabı Honecker 21’de, evliliğin güçlükleriyle başa çıkamayan, hayata tutunmayı beceremeyen, modern çağın yalnızlığını yaşayan ‘uyumsuz’ bir kahramanla tanıştırıyor okuru.

HONECKER 21, JEAN YVES CENDREY, ÇEV.: Z. ÇAĞLAR ÖZATALAY, EVEREST YAYINLARI, 210 SAYFA, 12,50 TL



"Bütün büyük eylemlerin, bütün büyük düşüncelerin önemsiz bir başlangıcı vardır. Büyük yapıtlar çoğu kez bir sokağın dönemecinde ya da bir lokantanın kapısında doğar. Uyumsuzlukta da böyle. Özellikle uyumsuz soyluluğunu bu zavallı doğuştan alır.” Bu sözler Albert Camus’ye ait ve neredeyse Jean-Yves Cendrey’in Türkçedeki ilk kitabının kahramanı Honecker’in yaşamını özetliyor gibidir.

Cendrey’in Honecker 21 adlı kitabıyla varoluşçuların izini sürdüğünü, onların gölgesinde bir eser yazdığını söylemek yanlış olmaz. Romanda Albert Camus’den, Jean Paul Sartre’dan, Kierkegard’dan bölümler okuruz sanki. Yazar bir yerde, Sartre’ın Bunaltı’sına atıfta bulunur mesela. Kierkegard’ın Ölümcül Hastalık: Umutsuzluk eseri ile Camus’nün Başkaldıran İnsan’ının ortak izleği olan “intihar-umutsuzluk” olgusuyla bir kan bağı kurduğunu görürüz.

‘Var olma’ sancısı

Kitabın kahramanı Honecker, romanın girişinde kendisini kuşatan dünyaya karşı sessizce başkaldırır, başkaldırısı kendini bir tür “var olma” sancısı şeklinde gösterir; insanların hoşuna gitmeyecek birtakım davranışlarda bulunur. Eşinden, çocuğundan nefret eder, patronuna fırsat buldukça küfreder; bütün bunlar Honecker’in içten içe düşündükleridir. Ne ki Honecker kendini fark ettiği andan itibaren, dış dünya ile ilişkisini, bilincinin derinliklerinde cereyan eden fırtınayla belli eder. Karısı onun kendisinden hoşnut olmadığını bilmez mesela, ya da patronu küfürlerinin farkında değildir. Bu “zavallı” var olma hali, onu kendisine dönen, kendisini zehirleyen bir durumla karşı karşıya bırakır. İntihar düşüncesi, Honecker’in bilincinde tam da bu noktada zuhur eder; kendisini teslim alan evlilikten, karısından, çocuğundan, patronundan, yani etrafını kuşatan herkesten böylelikle intikamını alabilecektir. Kahramanın adım adım gittiği yer, var olmayacağını düşündüğü geleceğidir. Gelecek yoksa bugün de yoktur. Var olan ise geçip gitmiştir. Geçmiş dışında kurtarılacak bir şey yoksa intihar kaçınılmazdır.

Bu karmaşanın içinde devinip duran Honecker, kurtarabileceği tek şey olan geçmişine sığınır. Fakat “lanet” orada da peşini bırakmaz; annesiyle kurduğu ilişkideki karmaşayı, babasının kendisi üzerindeki baskısını ve birlikte kaza yaptığı kız arkadaşının komadan çıktıktan sonra ona söylediklerini hatırlar. “Evet, evet ben işe yaramaz bir adamım.” der umutsuzca. Çocuk sahibi olacak bir adamın yaşamı ne kadar değişebilir; Honecker, baba olacaktır. Bir kurtuluş müjdecisi gibi görünür önce çocuk sahibi olmak Honecker’e; karısı hamiledir. Ardından korkusuna teslim olur, bebeğinin ve karısının içten içe ölmesini arzular. Karısının ölümü her şeyi daha kolaylaştıracaktır. O değil midir evlenmeden önce “seni bu halinle kabul edemem” diyen! Turid (karısı) Honecker’in ne okuyacağına karar verir, onu prömiyerlere, sergi açılışlarına götürür. Turid’in tek amacı vardır Honecker’e göre; onu kültürsüzlüğünden, cahilliğinden kurtarmak. Hatta Honecker’ın hiçliği ya da “var mıyım?” sorusu, ilk kez Turid’le bir sohbetinden sonra aklına düşer. “Bende neyi seviyor olabilirsin?” diye sorar Honecker. Turid yanıtlar: “Seni dönüştüreceğim şeyi.”

Modern çağın yalnızı

Yer yer karısının, kendisini ruhen bırakmasını arzular, düşünür; karşısına dikilecek, ona hesap sorabilecek, ondan geçmişini bulmasını isteyebilecektir. Her şey gibi bu arzusu da yarım yamalak kalacaktır Honecker’in.

Önceleri karısı tarafından sevilen bir kurgu kişisi olmaktan garip bir haz alsa da, zaman geçtikçe buna teslim olmayacağını söyler; Turid ölmelidir. Ne ki, karısının varlığı, taşıyacağı basit aile sorumlulukları nedeniyle kendisi için bir tür köleliğe dönüşür.

Jean-Yves Cendrey, Honecker 21’de evlilik hayatının güçlükleriyle başa çıkamayan bir adamın portresinin yanında, hayata tutunmayı beceremeyen bir modern çağ yalnızıyla karşı karşıya bırakır bizi. Kitapta anlatılan hiçbir şey okuyucuya uzak gelmeyecektir, hatta bazı bölümlerde tasvir edilen ruh hallerinde kimi okurun kendisinden bir parça bulacağını söylemek herhalde yanlış olmaz. Kahramanının dokunaklı, kısmen neşeli, yer yer saldırgan halini çok iyi yansıtıyor Cendrey; yarına dair belirsizliğini bir korku sarmalı etrafında ören yazar, karakteri kadar okuyucuyu da etkisi altına alıyor; Honecker’in cehenneminin bir parçasına dönüştürüyor.
 
 


Kitap Zamanı, Sayı: 72

Güncel

Yakında bir romanla edebiyat okurunun karşısında olacağım. Romanla ilgili gelişmeleri buradan takip edebilirsiniz.
Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
 

Tasarım

Tasarım Nur-İş | Kodlama Cin Fikir | Güncelleme Yazılım